28 Aralık 2014 Pazar

Kitap Tavsiyesi : Avuçlarının Arasına Bir Kalp Bıraktım



Herkese Merhaba,



  • Son zamanlarda okuduğum en en akıcı ve merak uyandırıcı bir kitaptan bahsetmek istiyorum size. <Avuçlarının Arasına Bir Kalp Bıraktım> yazar Dani Atkins'in romantik duygusal bir romanı. En son yaptığım D&R alışverişinde sırf kitap kapağını beğendiğim için aldığım bir kitaptı ve açıkçası bu kitabı böylesine beğeneceğimi hiç ama hiç düşünmemiştim. Resmen elimden bırakamadım. Nöbete gitmeden önceki gece birkaç sayfa okuyayım diye elime alıp yarısına kadar okumuştum ve ertesi gün nöbet olduğu ve ertesi geceyi nöbet yüzünden uykusuz geçireceğim düşünüldüğünde artık en azından birkaç saat uyumam gerektiği için mecburen elimden bırakmak zorunda kalmıştım.
  • Ertesi gün nöbette işlerimi hallettikten sonra hazır hasta yokken elime aldım ve 1,5 saat gibi bir sürede kalan yarısını da hızla okudum, bir yandan da nöbetteki arkadaşlarımla ve öğrencilerle konuşuyordum. Hatta onlar da şaşırdı ve şaka bir yana kız kitabı bitirmek üzere diyerek bu kadar hızlı okumamam şaşırdıklarını belli ettiler. Ben de bu kadar hızla okumayı beklemiyordum ama her sayfada acaba ne olacak  nasıl devam ediyor, şimdi ne olacak diye heyecanla bir sonraki sayfayı çevirdim. Uzun zamandır beni bu kadar heyecanlandıran  bir kitap olmamıştı. Mutlaka ama mutlaka okumalısınız.
  • Yazının bundan sonraki kısmı belki biraz spoiler içerebilir, çok fazla değil ama yine de kitapla ilgili bilgi sahibi olmak istemeyenler devam etmeyebilirler. Bu kitap maalesef ki mutsuz sonla bitiyor ve bende " Hayır ya, yine mi mutsuz son?" şeklinde üzüntüye sebep oldu, biliyorsunuz mutsuz sonla biten kitaplardan nefret ediyorum ve bu kitapta da çok ama çok üzüldüm :(
  • Konusu kısaca şöyle: Rachel adlı kızımızın gözünden iki farklı şekilde hayatını okuyoruz. Birinde yaşadığı bir kaza sonrası hayatı çok mutlu, her şeyde başarılı olmuş, bütün sevdikleri yanında. Diğerinde ise aynı kazadan sonra hayatında sevdiği hemen hemen herkes ölmüş ya da ölmek üzere, hayallerini gerçekleştirememiş, yapayalnız ve mutsuz. 
  • Hatta kitabın kapağı da bu şekilde dizayn edilmiş. Kitabı normal bir şekilde tuttuğunuzda elinde şemsiyesi olan yalnız bir kız var, kitabı baş aşağı çevirdiğinizde birbirine bakan bir kız ve bir erkek var, ben bunu kitabı okuduktan sonra fark ettim :(
  • Bu kitabın konusunu ilk okuduğumda olayların böyle iki farklı şekilde gelişmesiyle ilgili hemen birkaç teorim olmuştu ama yazarın kurgusunun yanına bile yaklaşamadım ve bu da beni daha çok heyecanlandırdı. Kesinlikle ustaca ve akıcı bir şekilde kurgulanmış, basit bir anlatımı var ve dediğim gibi elinizden bırakamıyorsunuz. 
  • Şüphesiz ki 2014 yılının en sevdiğim kitabı bu oldu, o kadar güzel, hatta tekrar okusam mı diye düşünmeye başladım, neredeyse kitapla uyumayı düşünücem :)
  • Şu anda bir sonraki kitabım olan Tess Gerritsen'in Karanlığın Ayak İzleri'ne başladım. Takip edenler bilir Tess Gerritsen benim en en en favori criminal tarzdaki roman yazarım ve yazdığı her kitabı mutlaka satın alıp okurum, şu ana kadar bir kitabı hariç hepsi elimde var sanıyorum. İstanbul'a birkaç kez geldi ama başka bir şehirde yaşadığım için maalesef yazarla tanışma fırsatım  olmadı ama nasip olursa bir sonraki gelişinde çalışma günlerimi ayarlayıp bu sefer şeytanın bacağını kırıcam :)
  • Kısacık bir not daha, yaklaşık 2 haftadır diş problemleri yüzünden son derece ağrılı günler geçirdim, ağrılarım bir türlü dinmediği için ev arkadaşım (diş hekimi) dişime ağrı kesici enjeksiyonlar yaparak kısa süreli ağrılarımı hafifletmeye çalışıyordu, sonradan tedavi falan derken şu anda ağzımın içi hem enjeksiyonlar hem tedavi yüzünden yara içinde, yemek yemekte bile zorlanıyorum, hatta tedavide ağzımı o kadar çok açmak zorunda kaldım ki, ağzımın kenarı yırtıldı :) Neyse bu sebepten dolayı yılbaşı kartlarını göndereceğim arkadaşlarımın kartlarını ancak yarın postaya verebilicem, kartlarınız çok çok önceden yazılmıştı ama dediğim gibi postaya planladığım tarihte veremedim maalesef, o yüzden çok ama çok özür diliyorum arkadaşlarımdan.
  • Şimdilik benden bu kadar, bu arada bilenleriniz vardır ben de Postcrossing'e üyeyim ve göndermem gereken kartlar var, şimdi onları yazmaya başlıycam. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, bayyy :)

20 Aralık 2014 Cumartesi

BEN NOJOUD, 10 YAŞINDA BİR DULUM!!!

   

       D&R'da sipariş verirken gözüme çarpmıştı bu kitap. Başlığını görür görmez yanlış mı okuyorumdiye tekrar tekrar okudum başlığı. Bir insan 10 yaşında nasıl dul olabilir ki diye!
Bir çoçuk gelinin dramı bu. 10 yaşında nasıl gelin olunuyorsa artık. İnsan 10 yaşında oyuncak bebekleriyle oynar, salıncakta sallanır, boyama kitaplarıyla uğraşır ama gelin olamaz ya. Bir erkek 10 yaşında bir çocuğu kendine gelin olarak alamaz, bunun adı sadece ve sadece pedofili.
       Olay Yemen'de geçiyor. Nojuod 10 yaşında bi çocuk çöl gibi bir köyde yaşıyorlar ve ailesinin geçim sıkıntısı var. Ablasından büyüğü tecavüze uğruyor, akrabaları bu olayın (sanki tecavüze uğramak ablasının suçuymuş gibi! ) şereflerine leke sürdüğünü söylüyorlar ve Nojoud'un babası ölüm korkusuyla ailesini de alarak köyü terkediyor. Daha büyük bir şehre yerleşiyorlar ama geçim sıkıntısı ve kalabalık aile yüzünden imkanları daha kısıtlı hale geliyor. En sonunda babasının 30lu yaşlarda olan bir arkadaşı Nojoud'a talip oluyor. Babası başlık parası karşılığı 10 yaşındaki daha sokaklarda oynayan kızını kendinden 20 yaş daha büyük bir adama satıyor, sanki bir eşyaymış gibi. Bir de damattan söz alıyor babası, kızı henüz ergenlik dönemine girmediğinden damat; evlendikleri zaman kızı ergenliğe girinceye kadar Nojoud'a el sürmeyecek.
       Ama malesef Nojoud ilk gece tecavüze uğruyor ve her akşam aynı işkenceye maruz kalıyor, üzerine kaynanası ve kocası tarafından dövülmeye başlıyor. Hele o ilk gece o adamın elinden kaçmaya çalışırken yaşadıklarını anlattığı bölümler.. Allah'ım mide bulandırıcı. Bizimde kardeşlerimiz, çocuklarımız var, onların başına aynı şeyin gelebileceğini bir düşünsenize, bu nasıl bir canavarlıktır...
       Birgün yaşadıklarına daha fazla dayanamayan Nojoud kaçıp adliyeye gidiyor ben boşanmak istiyorum diye. Ünlü bir kadın avukat davayı alıyor ve Nojoud özgürlüğüne kavuşuyor.
       Her şey mutlu sonla bitiyor gibi böyle yazınca ama ben bir mutlu son göremiyorum. Bu çocuk yaşadığı bu travmayı nasıl atlatır aklım almıyor. Bir erkeğin şereften söz ederken bir çocuğa o benim karım diyerek tecavüz etmesini aklım almıyor. İnsanoğlunun nasıl bu kadar dibe vurabileceğini aklım almıyor. Bir ülkede kimsenin bu daha çocuk siz ne yapıyorsunuz dememesini aklım almıyor. Hepsinin mi akılları zihinleri körelmiş? İslamiyetle yönetildiğini iddia eden bir ülkede yapılanları neyle açıklayabildiklerini algılayamıyorum.
       Yaklaşık 2 yıl önce adli muayene için 2 kız çocuğu getirmişlerdi. Biri 5 biri 7 yaşında iki kız kardeş. Anneleri hayat kadını, babaları serserinin teki, defalarca suça karışmış biri. Annesi çocuklarını alıp dayısına ziyarete gidiyor ve orada kaldıkları dönemde dayı! denilen hayvan herif büyük kız kardeşe daha 7 yaşındaki bir çocuğa cinsel tacizde bulunuyor, küçük kardeş olanları gördüğünde ise eğer gördüklerini birine anlatırsa herkesi öldüreceğine dair tehditler alıyor dayı tarafından. Ben bu çocukları muayene etmek zorunda kaldım, onlara ne yapıldığını sorduğumda o küçücük vücutlardan "beni öpmeye çalıştı buramdan" gibi böylesine korkunç cümleler çıktıkça dumura uğramıştım. Daha başlarına ne geldiğini algılamıyorlardı bile, anlatıyorlardı sadece. Birbirlerinin ellerini bırakmıyorlardı, ayrı ayrı muayene olmayı kabul etmemişlerdi, ağlamaya başladılar. Sanki ayrılırsalar yeniden aynı şeyleri yaşayacaklar korkusuyla birbirlerinden ayrılmayarak destek oluyorlardı birbirlerine..
       Kitabı okuyunca aklıma bu iki kardeş geldi. Nojoud bu iki kardeşin yaşadığından çok daha kötülerine maruz kaldı, Ben sadece duyduğumda bile günlerce yemek yiyemez hale gelmişken, bir çocuğun böylesine korkunç şeyleri yaşayıp hayata devam edebiliyor olması gerçekten çok cesurca.
       Kadın olmak zor, kız çocuk olmak zor..Hayvanlarda bile bir erkek aslan henüz küçük olduğunu bildiği dişi bir aslana yaklaşmazmış.. Peki bu erkekler insanlıklarını nerede kaybettiler ki hayvanlardan bile daha aşağı seviyelere düştüler...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...