29 Kasım 2012 Perşembe

OnYüzMilyon Mutluluk :)))



   Sabah uyanınca maillerimi kontrol ettim, D&R'dan verdiğim siparişim ne alemde diye siteye göz attım, hala tedarik sürecinde denen o sinir bozucu kelim grubunu gördüm, kapattım siteyi. Bir gün öncesinden yazdığım postu yayınladım blogda. Yazısı şurada.
   Sonra mutfağa yöneldim, güzel bir kahvaltı hazırlayıp evdekileri uyandırırdım. Bol sohbetli, kahkahalı uzun bir kahvaltı faslını bititrdik. Tek eksiğimiz gazetelerimizdi :)
   Bizim mutfakta televizyon yok. Kahvaltı masasındayken tek eksiğimizin bu olduğuna karar verdik. Sabahları kahvaltı yaparken bir yandan da sabah haberlerini izleyemiyormuşuz. Televizyonu mutfağa taşımaya karar verdik :)
   Sonra bir sebeple hastaneye gitmemiz gerekti ablamla. Hazırlandık yola koyulduk. Oradaki işlerimizi hallettik. Birkaç gündür hastanede yatan ve durumu iyiye gitmekte olan arkadaşımın babasını görmeye gittik sonra. Yeni bir felç geçirmiş ve yoğun bakıma almışlar. Yoğun bakıma girip muayene ettim ben de. Orta-iyi olan durumunu arkadaşıma ve yakınlarına anlattım, biraz oturduk, konuştuk.
   İnsanın kendi yakınını yoğun bakımda görmesi gerçekten büyük bir imtihan. Yakın zamanda kendi kardeşimi yoğun bakımda her yerinden bir sürü kablolar hortumlar çıkarken görmek, ne olduğunu, neler olabileceğini en iyi bilen insan olarak bana çok zor gelmişti. Arkadaşım da şu anda böyle zor günler geçiriyor. Eğer bu yazımı okumaya değer gördüyseniz, babası için birazcık dua eder misiniz? Şimdiden teşekkür ederim.
   Bu arada güzel haber, az önce arkadaşım arayıp babasının felç olan sol tarafını artık kullanabildiğini söyledi. Sesi çok iyi geliyordu, inşallah yakında hastaneden çıkar artık.

   Hastaneden çıktıktan sonra ablamla market alışverişi için en yakınımızdaki markete girdik. Kafamıza göre bir sürü abur cubur aldık önce :) Dondurulmuş gıdalar bölümünden tepsi böreği aldık, daha önce başka bir yerde yemiştim ve hazır börek olduğuna inanamamıştım. Bulursanız deneyin mutlaka.Sonra geçen gün vişneli irmik tatlısı yapmaya çalışmıştım, instagramdan takip edenler bilir, ancak buzlukta vişne kalmamıştı, annem hepsini komposto yapımında kullanmış, ben de mecburen sade yapmak zorunda kalmıştım ama içimde kalmıştı işte. Yine dondurucu gıda bölümünde başka neler var ki diye şöyle bir bakınırken vişneyi gördüm ve hemen attım sepete. Belki akşam vişneli irmik tatlısını yaparım :) Gerekli olan listedeki diğer ürünleri alıp eve geldik. Evde de market poşetlerini yerleştirme, öğlen-ikindimsi yemek faslı falan meşgul etti bizi. Akşama ne yemek yesek ki derdiyle dertlendik biraz :) Ablamın en güzel yemeklerinden olan pırasa yemeğine olur dedik. Ben zaten sebzenin her türlüsünü severim :)
   Böyle ev haliyle meşgulken, kardeşim D&R 'dan verdiğimiz siparişler geldi dedi. Nasıl olur daha sabah baktım tedarik sürecinde demeye kalmadan kargoyu ve kitaplarımı gördüm yatağımda.
O nasıl bir mutluluk anlatamam. Gerçekten onyüzbin mutluluk bu işte.Bir sürü yeni kitabının olması yani :) Çoğu bloglarda yorumlarını gördüğüm kitaplar.


Aşçı ve Sufle içinde yemek yapmayla ilgili konuların olduğu kitaplar. En çok onarı merak ediyorum. Napayım yemek yapmakla ilgili her şeyi çok seviyorum.
Kitap ismi olarak İntihar Dükkanı ve Madam Arthur Bey de merakımı cezbedenler.
Tim Burton'in Kitabı ise çizimleri ve tabii ki bir Tim Burton kitabı olması sebebiyle benimle.
Firmin sanırım @fıstıklıtombi'nin blogunda gördüğüm bir kitaptı. Fang Ailesi de yine Tombi'nin instagram paylaşımlarında gördüğüm kitap.
Buket Uzuner'in Ney York'u anlatan kitabı hakkında hep çok güzel şeyler duydum, Kinyas ve Kayra için de öyle.
Bir tane Londra temalı defter aldım kendime bir de. Londra benim ve kardeşimin yaşamk istediği yerlerin başında geliyor. Her daim yağmurlu olması ve tarihi binaları nedeniyle cezbediyor bizi.
Bu kadar güzel kitabın yanında gidebilecek en güzel şey ise türk kahvesi tabii ki. Ne zamandır almak istediğim kakuleli kahveleri buldum sonunda. 










Yandakiler de kardeşimin aldıkları.












 
 Önce bu kitaplardan hangisine başlayacaksın diye sorarsanız hiç birisine. :)
Şu an elimde canım Tess Gerritsen'in Masumiyetin İçin Savaş adlı kitabı var. Onu okumak için dakikaları sayıyorum zaten. Ne zamandır okumadım bu kadının kitaplarını. Bu süre içinde de 3 kitap daha yazmış. Kadın bir dur, hızına yetişemiyorum demek istiyorum, ama olsun o hep yazsın, ben geç de olsa okurum :)
Tess Gerritsen ne yazsa gözüm kapalı alır okurum, o kadar çok seviyorum bu kadının yazdıklarını. Cerrah yazdıkları içinde favori kitabımdır bu arada.
   Şu sıralar Bumerang'ın ödül törenimsi konuşmaları yapılıyor sanıyorum, twitterdan takip ettiğim kadarıyla. Sonuçları merak ediyorum ben de.
   Çok konuştum, çok yazdım. Arada böyle yaptıklarımı yazayım mı, çok mu sıkıcı oluyor yoksa. Ne dersiniz?
Gittim ben, kitaplarıma gömüleyim biraz, bir kupa sıcak sütle birlikte.Kitap başucunuzdan hiç eksik olmasın efendim...Kalın hoşça...

Kadınlarda Sünnet!!! Kitap Yorumu - Çöl Çiçeği / Waris Dirie


Bu kitabı sevgili Kontesce'nin blogunda görmüştüm yanılmıyorsam.
Gerçek bir hayat öyküsü Çöl Çiçeği.

Waris Dirie Afrika'da çölde zor şartlar içinde yaşarken bir gün babası kendisini 50-55li yaşlarda biriyle evlendirmeye kalkıyor.
Waris bu sırada 9-10 yaşlarında.
Evleneceğini ve bundan kaçış olmayacağını anlayan Waris evden kaçıyor ve zorlu bir maceranın ardından İngiltere'ye geliyor.
Burada mankenlik ajansına kayıt yaptırıyor ve sonunda ünlü bir manken oluyor.
Ancak ailesini özellikle de annesini çölde bıraktığı için huzursuz ve onları bulabilmek için geri dönüyor.

Çölde yaşayan kızların çektikleri sıkıntıları anlatmak için başından geçenleri kitap haline getiriyor.
Kız çocuklarının sünnet edildiğini de ilk kez böyle duyuyoruz.

Yapılan işlem son derece ilkel şartlarda ve korkunç bir amaç uğruna yapılıyor.
Kız çocuklarının başka bir erkekle ilişkiye girmemesini garantiye almak için yapılıyor bu işlem.
Dış genital organlar üst kısımdan başlanarak o sırada etrafta bulunan en keskin taş ya da benzeri bir cisimle kesiliyor.
Sonra kesilen bu yer iğne görevi görecek bir cisimle hiç boşluk kalmayacak bir şekilde dikiliyor.
Sadece idrar yapmak için idrarın çıkabileceği iğne ucu kadar küçük bir boşluk bırakılıyor.
Vagina dahil bütün genital organlar bu dikişle kapatılıyor, böylece aileler kızlarının evleninceye kadar hiçbir erkekle ilişkiye girmeyeceğini garanti altına almış oluyor.

Waris Dirie de bu işlemin uygulandığı bir kadın.
Yanlış hatırlamıyorsam 8 yaşında iken yaşıyor bu korkunç durumu.
Çölde kaçıp sosyal yaşama adım attığı zaman farkediyor kendindeki bu garipliği.
Her kadının kendisi gibi olmadığını farketmesi şöyle oluyor.
Normalde tuvalet ihtiyacı olan her kadın bu ihtiyacını kısa sürede giderirken, kendisi idrar yapma ihtiyacını 15-20 dakikadan önce gideremiyor.
Çünkü bunun için çok küçük bir boşluk var ve idrarını damla damla yapabiliyor ancak.
Aynı şekilde mens kanamaları da çok uzun sürede bitiyor çünkü kanın akabileceği çok az bir boşluk var.

İlk başta bu durumdan dolayı utanıyor, anlatmaktan çekiniyor, sonra yaşadığı toplumda başkaları da aynı sorunu yaşamasın diye Unicef'le iş birliği yapıyor.
Şu anda evli ve çocuk sahibi bir kadın Waris Dirie.

Dünyada hala böyle ilkel şartlarda yaşayan bu ilkel muameleleri gören insanlar var mı diye merak ediyorsanız, evet gerçekten var ve yaşananlar tüyler ürpertici.
Mutlaka okuyun bu kitabı.
Uzun zamandır okuduğum en güzel otobiyografik kitaptır kendisi..

26 Kasım 2012 Pazartesi

İnsan Beyni Nasıl Çalışıyor???



Beyin üzerine araştırma yapan bir doktor beyin kanaması geçiriyor ve o sırada yaşadıklarını anlatıyor.
Biraz sabredip videoyu sonuna kadar izleyin.
Beyin kanaması benim nerdeyse her gün gördüğüm bir olay.
Ancak hasta olan kişi bir doktor olunca, yaşadığı semptomları yorumlaması oldukça farklı.
Ben çok etkilendim...


Soya Filizi Çorbası



Günaydın..
Yine yemek yaptım ben :)
Tüm geceyi uyumadan geçirince sabah sabah çok enerjiktim.
Çok da acıkmıştım tabii ki.
Kahvaltıda değişik ve bir o kadarda sağlıklı bir şeyler yemeliyim derken aklıma geçen günlerde aldığım soya filizi geldi.
Ben bunla bişey yaparım ki moduna girdim hemen.
İnternetten bir iki tarif karıştırdım soya filizi çorbası yapmaya karar verdim.

İŞTE MALZEMELER 
  • Soya Filizi 100 gr.  ( Fotoğrafta gördüğünüz soya filizi -bean sprouts-220 gr, ben onun yarısını kullandım)
  • 3 yemek kaşığı pirinç
  • 2 diş sarımsak
  • 1 adet yeşil biber
  • 1 adet kırmızı biber
  • 1 adet taze- yeşil-soğan
  • 3 yemek kaşığı tereyağı
  • 7-8 su bardağı sıcak su
  • 1/2 limon suyu
  • 1 adet orta büyüklükte patates
  • baharatlar ( pul biber, kırmızı biber, karabiber, kekik )
  • tuz



YAPILIŞI

  • Tencereye 7-8 bardak sıcak suyu koyun ( ya da soğuk su koyup kaynatın )
  • Su kaynadığında rendelediğiniz patatesi ve yıkanmış pirinci tencereye ekleyin.
  • Yaklaşık 15 dk kadar yüksek ateşte tencerenin kapağını kapatmadan arada bir karıştırarak pişirin.
  • Sudan geçirdiğiniz 100 gr. soya filizini ekleyin.
  • Soya filizi yumuşayıncaya kadar bir 15 dk. daha pişirin, arada bir karıştımayı unutmayın :)
  • Soya filizi pişince tuzu ve baharatları ekleyin.
  • İnce ince doğradığınız biberleri, yeşil soğanı ve ince kıyılmış sarımsağı ekleyin.
  • Tencerenin ağzını yarım kapatarak yaklaşık 5 dk kadar daha pişirin.
  • Ocaktan almaya yakın yarım limonun suyunu çorbaya sıkın, bir iki kez daha karıştırın.



Afiyet olsun.
Çorbamız hazır :)
Ben ilk kez denedim.
Pişirirken kardeşim  söylenip durmuştu tadı bir şeye benzemeyecek diye.
Ama en son ikinci kaseyi bitirmek üzereydi :)
Tavsiye ederim gerçekten güzel bir tadı var.

Ben iki tarifi karıştırarak kendi damak zevkime uygun bir biçimde yaptım.
Orjinal kore usulü tarif şurada.
Kuru balık ekleyerek balık suyu çıkarmak istemiyorsanız burayı es geçin, ya da benim yaptığım gibi balık yağı kullanabilirsiniz.
Türk usulü tarif de burada.
Benimki iki tarifin arasında bir yerde.
Tercih size kalmış...

22 Kasım 2012 Perşembe

Kim Bana Yardım Edebilir????



Az önce bloga fotoğraf yüklemeye çalışırken bir sorunla karşılaştım.
Fotoğraf yüklemekle ilgili yeteri kadar boş alanım olmadığı uyarısı geldi.
Aşağıda fotoda görüldüğü gibi.
Sİz daha önce bu sorunla karşılaştınız mı?
Ne yapmak gerekiyor.
Açıkçası öyle onyüzmilyon tane fotoğraf yükleyen biri değilim ama niye böyle bir sorun oldu bilmiyorum.
Bu sorunla karşılaşan tek blogger ben olmamalıyım değil mi?
Bana yardım edin please..


20 Kasım 2012 Salı

O Ses Türkiye'de Nahoş Anlar!!!



Dün akşam O Ses Türkiye'yi kimler izledi?
Olayı bilmeyen kalmadı zaten.
Sozyal medyada herkesin dilinde.
Özellikle twitterda TT oldu dün.
Bilmeyenler için link şu 

http://www.acunn.com/video/o-ses-turkiye/o-ses-turkiyede-gergin-anlar/999


Nur Cennet adlı yarışmacıyı tüm Türkiye'nin önünde rezil etti Acun.
Kızda davranış bozukluğu olduğu konusunda kesinlikle haklı.
Programı izleyenler kızın normal davranış kalıplarına uymadığını farketmişlerdir zaten.
Ama bu kıza toplum içindeki davranış kurallarını öğretmek amacıyla (!) Acun'un kullandığı uslüp bence çok yanlıştı.
Sonuçta bu kız henüz 22 yaşında.
Bazı şeyleri öğrenememiş olabilir.
Kızın davranışlarını uygun bulmuyorum kesinlikle ancak birilerine adabı öğretmek, karşıdaki insana hakaret ederek, aşağılayarak olmaz.
Bence Acun daha yapıcı bir şekilde bu durumun üstesinden gelebilirdi ama yapmadı.
Reyting kaygısıyla bunu yaptığını düşünenler de var, bilemiyorum.

Siz programı izlediyseniz, neler hissettiniz bu konuda?

19 Kasım 2012 Pazartesi

Değişik tatlar...




Bu paketin elime ulaşmasını çok bekledim.
Aslında bu paket ikinciydi.
İlki sanırım kargoda kayboldu. Akibetini bilmiyoruz malesef :(


İngiltere'den Kylie benim için bir sürü eğlenceli şey göndermiş :)
Nöbet çıkışı olduğum için ve bir saat sonra hastaneye gidip yine yeni bir nöbete başlayacağım için düzgün bir fotoğraf çekmeye fırsatım olmadı.
Bu seferlik bununla idare edin olur mu?


Sağ öndeki "Cinder Toffee" yazan şekerlemeyi yemeye başladım bile çoktan.
Karamelize bir tadı var ve gerçekten güzel, ağızda dağılıyor hemen.
Arkada "Green Cousie" yazan baharat karışımı.
Kokusu çok güzel.İnternetten bir iki tarif baktım bununla ilgili.Boş vaktimde yapılacak hemen.
Onun yanındaki "Pepper Outcakes" biberli bisküvi-pasta arası bir şey.
Öndeki "Patum Peperium" balık soslu ekmek dilimine ya da tostlara sürülen bir şey anladığım kadarıyla.
Kokusunu sevmedim ama tadını merak ediyorum.
Üzerinde ayıcık ve bebek resmi olanlar ise bisküvi.
Tatlarını merak ediyorum.Burdan yazamasam da instagramdan yazarım denediğim zaman.
İnstagram kullanıcı adım:   drwilldone
Sağ yan sütundaki follow imgesine tıklayıp takipçim olabilirsiniz.

Böyle değişik ülkelerin mutfaklarına, marketlerine girmeyi seviyorum.
Değişik lezzetler denemeyi.
Sırada yine İngiltere'den bir paket var.
Alice 'in gönderdiği hediyeleri de sonraki postlara bıraktım.
Şimdi benim için hazırlanıp işe gitme vakti.
:(((

12 Kasım 2012 Pazartesi

Serrose'den Gelenler




Selamlar herkese :)
Uzun zamandır yazılmayı bekliyordu bu post.
Serrose'nin satış bloğundan çok güzel kırtasiye ürünleri ve masking tapeler almıştım.
Aslında iki ayrı zamanda iki ayrı alışveriş yaptım.


İlkinde aldığım ürünler Türkiye'de olduğu için hemen ertesi gün elimdeydi aldıklarım.
İşte onlar toplu bir görünüm :)
Kurşun kalem kapaklarımı gördünüz değil mi? Nasıl şirinler :)
Hele o post-itlere bayıldım.
Micky Mouse'lu anahtarlığım, bu aldıklarımın yanında hediye olarak gelmişti.
Kardeşlerim elimden almak için çok uğraştılar ama tabii ki onu bir başkası için hediye olarak almıştım.
Alice'li defterim çok güzel sanırım onu da kullanmaya kıyamadığım defterler arasına dahil edicem :)
Hello Kitty'li ve kedili olanlar ise mektup kağıdı ve zarfı.
Ama o kadar güzeller ki, hele o Hello Kittyli olanın zarfı bir harika, o kadar şirin ki :)


İkincisinde ise beğendiklerimi alıp ablasıyla Japonya'dan gönderdi sevgili Serrose :)
Benim gibi masking tape çılgını bir insan için musmutlu anlar :))
Onyüzmilyon tane masking tape im oldu :) 
Bir sonraki postumda size elimdeki desenli bantları göstereyim de bu konuda ne denli çılgın olduğumu görün :))
Ablam için aldığım burun stickleri ( fotoğrafta yok )
Yine kendim için aldığım az mentollü ve mentolsüz göz damlaları.
Siparişlerimin dışında bana Japonya hatırası olarak gelen maymunlu mini defterim :)





Bu arada aldıklarımın hiç birisini henüz kullanmaya kıyamadığım doğrudur, evet :)
Ama olsun arada açıp bakıyorum ben onlara, mutlu oluyorum.


Bana bunları alıp gönderen sevgili Serrose'ye ve taa Japonya'dan buraya kadar taşıyarak zahmet eden ablası Seray'a çok çok teşekkür ediyorum.
Normalde masking tapeler o an satışta yoktu ama ben istediğim için Serrose hemen bloga koydu ve beğendiklerim gidip aldı ve bana ulaştırdı.
Bu ince davranışı için hem çok memnun oldum hem de çok mahcup oldum.
Kaldı ki o sırada yeni evine taşınmıştı ve yerleşme telaşı içindeydi, bunları yapmak zorunda değildi, zamanı ya da fırsatı yoktu.
O yoğunluğunda benim için zaman ayırdı, şunu da isteyebilirsin, bunu da gönderebilirim diye hep iyi niyetliydi.
Bu alışverişimden çok çok memnun kaldım.
Çok kısa sürede elime ulaşan siparişlerim için de, gönderdiğin hediyeler için de..
Çok teşekkür ederim Serrose :))



Buna Bayıldım


Bayıldım...
Çok çok güzel...
 

Satışı şurdaymış.
İlgilenenler için...

7 Kasım 2012 Çarşamba

Mary Poppins - P. L. Travers




Az önce bitirdim, hemen de yorumunu yazayım istedim.
Mary Poppins dört çocuklu bir aileye dadı olarak geliyor.
Fantastik güçleri var ve çocuklar onu çok seviyor.
Sonra bir gün ansızın geldiği gibi geri dönüyor.
Mary Poppins aslında çocuk kitabı kategorisinde yer alıyor.
Serinin Mary Poppins Dönüyor adlı bir devam kitabı daha var.
Ben pek çok blogda görünce okumak istedim seriyi.
Biliyorsanız eğer Londra olimpiyatları açılış töreninde de Mary Poppins figürü vardı.

Ancak beklediğim gibi çıkmadı.
Kitap hakkında pek çok yerde övgüyle bahsediliyor.
Yetişkin insanlar bile kitabı çok beğendiklerini anlatıyorlar.
Bir çocuk kitabı için oldukça başarılı ancak yetişkinler için değil.
Beni çok da sarmadı açıkçası.

Filmi de varmış, daha doğrusu bir müzikal.
Onun kitaptan daha başarılı olduğunu duydum.
İzleyip onu da yazarım.



An itibariyle durum böyledir..
Kasım ayında bitirdiğim ilk kitap bu.
Aslında ekim ayında başlamıştım ve bitirmem gerekiyordu hemen ama bayram yoğunluğu nedeniyle ancak bitirebildim.
Bu aralar elime aldığım kitapları bir türlü bitiremiyorum zaten.
Bunda ders çalışıyor olmamın etkisi çok tabii ki ama yine de başka şeyler de var sanki.
İnstagramda ders çalışma hallerimi bolca fotoğraflıyorum.
Sizlerde eğer herhangi bir şey çalışıyorsanız  #derscalışmahalleri hastagi ile paylaşın fotoğraflarınızı, birlikte yaparsak daha eğlenceli olur sanıyorum.

İnstagram kullanıcı adım : drwilldone

Herkese güzel bir hafta diliyorum...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...